İsmail Saymaz, terör örgütü PKK'nın Abdullah Öcalan'ın silah bırakma çağrısına verdiği yanıtı masaya yatırdı. Saymaz, iktidar ve medya kuruluşlarının bu durumu gizlemeye çalıştığını belirtti. Öcalan'ın çağrısının belirli talepler karşılığında yapıldığını vurguladı.
İsmail Saymaz, Öcalan'ın silah bırakma çağrısının koşulsuz bir adım olarak sunulmaya çalışıldığını ifade etti. Ancak, bu çağrının belirli talepler doğrultusunda yapıldığını savundu. Saymaz, Sırrı Süreyya Önder’in konuşmalarından bu taleplerin ipuçlarının alındığını aktardı. Öcalan’ın çağrısında doğrudan yer almasa da, demokratik ve hukuki güvencelerin sağlanması talebi olduğu belirtildi.
Saymaz, ''Öcalan, örgütün feshedilmesi çağrısını yaptı ama bunu bedava yapmadı. Demokratik siyaset ve hukuki güvenceler sağlanmadan PKK'nın silah bırakması mümkün görünmüyor'' değerlendirmesini yaptı. Bu durum, PKK'nın silah bırakma sürecinin karmaşıklığını gözler önüne seriyor.
İsmail Saymaz, DEM Parti Eş Başkan Yardımcısı Tayip Temel ile yaptığı görüşmeye dayanarak PKK'nın silah bırakmak için üç temel talep ileri sürdüğünü belirtti. İlk olarak, Öcalan ve diğer PKK’lı mahkumlar için infaz indirimi isteniyor. Bu talep, örgütün içindeki dinamiklerin değişmesi açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
İkinci talep ise dağda bulunan PKK üyelerinin sivil hayata dönüşlerinin güvence altına alınması. Üçüncü talepleri ise Kürt kimliğinin ve siyasi örgütlenmenin güvence altına alınması, kayyum uygulamalarının son verilmesi olarak sıralanıyor. Bu talepler, PKK'nın silah bırakma sürecindeki kararlılığını gösteriyor.
Saymaz, PKK’nın ateşkes ilan etmesine rağmen Öcalan’ın fiziki veya fiili olarak örgütün kongresine katılmasını şart koştuğunu ifade etti. ''PKK kongresi nerede yapılacak? Elbette Kandil’de. Yani Öcalan’ın ya oraya gitmesi ya da doğrudan bağlanması gerekiyor'' dedi. Bu durum, Öcalan'ın rolünün ne kadar kritik olduğunu ortaya koyuyor.
Öcalan'ın çağrısının arka planında yatan bu talepler, PKK'nın geleceği açısından önemli bir dönüm noktası olabilir. Saymaz, ''Öcalan, örgütün feshedilmesi çağrısını yaptı ama bunu bedava yapmadı. Demokratik siyaset ve hukuki güvenceler sağlanmadan PKK'nın silah bırakması mümkün görünmüyor'' şeklinde bir değerlendirme yaptı. Bu ifadeler, sürecin karmaşıklığını ve belirsizliklerini gözler önüne seriyor.